Yazılarımı üretirken çok da umursamadığım üçün böyle şeyleri, edebiyattaki ''Metafor'' kavramını, izninizle şöyle özetliyim kırık-dökük bilgimle; -''Bişeyi başka bişeyle şey olaraktan şey etmek''. Tam anlatamadım tabi. Biraz bilimsel gonuşuk edeyim o zaman, tahminen şudur metafor; -''Bi düşünüşü benzer bi objeyle anlatmak''. **** **** Latince kökeniyle anlatiyim mi bi de?? Bi şeyi bi yerden alıp, öte bi alana taşımak falan. **** **** Sözcüklerime takılı kalıp, peki obje nedir derseniz, ne diyim?? Şey'dir işte. Aslında bi de Çince anlatmayı biliyorum da, Yazmasını sökemedim! **** **** Uzatmiyim, işim var, şarap içiyorum, içki başındayken görev yapmayı sevmem hiç. Genelde şiirlerde kullanılmakla beraber, Türk Halk Müziğimizde de aşık'larımızın yararlanageldiği pek çok metafor biliriz. Sözün gelimi, büyük üstad Karacaoğlan'ın; ''Ben meylimi üç güzele düşürdüm'' diye başlayan deyişi, metafor denen kavramın kralıdır. -''Ben meylimi üç güzele düşürdüm Biri şems-i biri kamer ill'elif Onların aşkıynan aklım şaşırdım Biri şems-i biri kamer ill'elif''. Yani ne demiş abim?? Güneş, Ay ve Elif… Nasıl büyük bi aşktır ki bu?? Üzerine metafor tanımam aziz ve muhterem kardeşlerim. (Biz olsak sevdiceğimizi en fazla kuzuya, civcive falan benzetiriz.. Allah'ın deli gızları da havaya girer hemen; ''Vay be bu Gürsel beni ne gadar da seviyo'') **** **** Derhal nazlı yarimin kalbini almak üçün, Aşık Gavlaki'den bi dörtlük patlatayım bari; -''Tükenmez kalemler esnafıyam yazdım yazdım bitiremem şehirlerarası otobüslerde boş bi koltuk arar sol gözüm ben göynümü götüremem''. **** **** Dinsel metaforlar da var. Yok diğil, yazmış işte o büyük adamlar. -''Ateş-i aşkına yaktın özümü Halil İbrahim'le nardan gelirem Ab-ı Kevser ile yudum yüzümü Kırkların bezminde dardan gelirem''. Her ne kadar bişey anlamasak da ne dediğinden, Nesimi üstadın da epey bi yandığını anlıyoruz bu dizelerden. (Bi gızın garşısına geçip ''seni seviyum'' diyemeyen herkes mecburen halk ozanı olmuştur Anadolu'da.. 14. yy'da Yunus Emre'mizle başlayan bu gelenek, 1983 yılında Gürsel Ekmekçi'nin ansızın sevdalanmasıyla son bulmuştur. Bkz. orta atlas) **** **** Bülbül ve gül mevzuuna hiç girmeyeceğim. Kınalı keklik olgusuna hiç dokunmayacağım. Yüce dağlar kavramını kesinlikle irdelemeyeceğim. Açıkçası, kız meselelerinde hiçbi halta yaramayan lokman hekim konusundan da zaten nefret etmiş bi insanım tamamen, 50 kez işlemişim bunu, bi daha yinelemeyeceğim. (Bkz. Dr Ruşen Topallı ve Dr Nevzat Atlığ) Asıl konumuz ''avcı ve ceylan''dır. Buyrun. **** **** Türk halkının %90'a yakın bölümü, hayatlarında hiç ceylan görmemiştir. Görme olasılıkları da bulunmamaktadır. Türk halkının %80'i aşkın bölümü ömürleri boyu asla ava gitmemiştir. Bu saatten sonra gitme ihtimalleri kesinlikle yoktur. Buna karşın, erkek milleti olarak % 100'ümüzün, içinde ceylan geçen her türküden sonra aşırı bi hüzüne kapıldığı söylenebilir. Net bi oran vermek gerekirse, içimizde bunların % 75'i derhal, türkü biter bitmez, yeni bi kadeh daha rakı isteyen adamlardan oluşmaktadır diyebiliriz. Uzaktan bakıldığında; -''Vah ulan, kim bilir ne anıları var ceylanlarla.. Besbellim gençliğinde tarzandı bu'' dedirten adamlarız hepimiz. **** **** Valla bu yazıyı nereye bağlayacağımı henüz ben de bilemiyorum. Teknik olarak becerebilsem de keşke, size buradan ceylanlı ve avcılı bi türkü söyleyebilsem. -''Kaç kuzulu ceylan, kaç avcı geldi Avcılar elinden kaç kuzun kaldı''. **** **** Bulup bi biçimde, bu türküyü Selda Bağcan'dan dinleyin doya doya. Ve eğilip sevdiceğinizin kulağına ''Seni Seviyorum'' deyin. Güneş'i, Ay'ı, Elif'i falan boşverin üç günlük dünyada. Herkesin ceylan gözlü yâri gendinedir…
(Çok kıymetli dostlarım Güneygül ve Akdağ ailelerine, Sevgili Emine Güneygül Teyze'mizin vefatı nedeniyle başsağlığı diliyorum. Acınız, acımdır)
Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.