Kapı zili çaldı öğlen vakti, yemek yiyoduk ev ahalisi toplu halde.
Alnıma yazılmış kara bi yazıymış sanki, malesef en yakın sandalyede oturan bendim, kimse oralı olmayınca, bi takım anlaşılmaz seslerle homurdanarak kalktım kapıyı açmaya. Hayır, kimseyi de beklemiyoz bu saatte. Bize en gelinmemesi gereken bi zamanındayız uzayın. Kim ulan bu davetsiz konuk?
Yaşamını Kaptan Swing ve Ontorio Kurtları kıvamında geçiren biri olarak, arka balkona yaptırdığım gözetleme kulesi inşaatı henüz bitmediği üçün, mecburen kapının gözetleme deliğinden bakıverdim ilkin. Karanlıktı, yoktu kimsecikler. Ugh dedim, hayırdır inşallah niyetine.
Kelle koltukta yaşıyoz zaten, akşamları mont cebinde mini bi mitralyözle dolaşan tedbirli bi adamım bugüne bugün. Hemen, giriş kapısı düğmesine basmadım, pencereden bakayım bi de, ne olur ne olmaz düşüncesindeyim.
Ve o iğrenç olay sonunda gelmesin mi benim de başıma şu genç yaşımda; yolda oyun oynayan çocuklar nezninde, camdan aşşaa ”Kim o” deyu bağıran kel kafalı ve sinir bozucu adam rolündeydim artık. Epeyce bi uyuz oldum tabi, ne adi bişey lan bu yaşam, az bak şu düştüğüm hallara…
Aaa, kimi görüyom, baldızım gelmiş. Sevindim helbet, iyi insandır, gardeşim gadar severim O'nu. Geri koştum, holde alt kapıyı açma görevinden başka bi halta yaramayan, hiç de adam yerine gomadığım o beyazımsı düğmeye bastım bigaç kez. Meraklı bi biçimde kulağı bende olduğundan tüm kalbimle emin olduğum canım eşime seslendim; ”Ablan gelmiş” diyerek. Büyük olasılık, ”Kim gelmiş Gürsel” demek üzere ağzını açmaya hazırlanıyodu o sıra, bilmez miyim ben gaç yıllık eşimi?
**** ****
Baldızcığıma ayıp olmasın, evin kapısını da açtım zaten, ben de tam oracıkta bekliyim bari, şimdi bi dagigada gelir nasıl olsa. Ehh tamam, normal bi gidişat yaşıyoz, herşey kontrolümde gibi, asansör aşşaa çağrıldı, apartmanın içinden uçak geçiyo sanısı uyandıran büyük bi gürültüyle giriş katına indi, sonra gayet mantıken bizim kata geri geldi.
Ama, ama, kimseler inmedi içinden, nasıl olabilir ki bu? Aman Tanrım.. Bi açıklaması olmalı? Hadi içinden kimse çıkmadı, paniklemedim, ama ışıkları da bi süre sonra kendiliğinden sönünce, büyük bi endişeyle hemen gendim açtım kapısını asansörün bi hışım. İçi boştu. Baldızım falan gelmemişti. Allah Allah. Nasıl oluyo bu?
İnsan korkuyo tabii, bişey mi oldu acaba gızcaaza diye, düştü mü, bayıldı mı? Derhal telefon sarılıp, cebinden ulaştım baldızcığıma; ”Nerdesin gız, asansöre binememeyi nasıl becerdin” falan diyip, neşeli davranmaya çabalıyom güya, bi sorun yokmuş gibi görünmek istiyom.
Demesin mi bizimki; ”Yoo ben şimdi indim asansörden, tam da sizin kapının önündeyim, kapıyı kaç kere çaldım, neden açmıyonuz”? Tööbe tööbe, ulan gafayı yemek işten diğil, ben de gendi kapımızın önünde dikiliyom zaten deminden beri, seni bekliyom, nerdesin hani?
Acep gırgır mı geçiyo diyerek asansöre bi daha baktım, yok, kimse yok, harbiden yok.
**** ****
Nasılsa akıl edip apartman boşluğuna seslendim sonra; ”Oyaaaa, nerdesin, yanlış katta indin sanırım” falan? Ses yok, yanıt yok, hiçbişi yok. Zaten mümkünat dahilinde diğil, olamaz böyle bişi, asansör başka yerde durmadı ki hiç, direkt bizim kata geldi aşşaadan..
Çaresiz ve kısa bi sessizlikten sonra, bu kez baldızım aradı; ”Yahu enişte sizin kapının kenarında, hasırdan bi sepet yok mu, önünde kalpli paspas yok mu, açsanıza kapıyı, deli misiniz nesiniz”? Yok bacım yok, nerden olsun, bende hayatının sonuna değin çarşıdan öyle şeyler alacak tip mi var? Hem sanki sen bu eve ilk kez mi geliyon, la havle? Apartmanın neresindesin çözemedim ki?
Hiç üşenmeyip, tek tek etrafa iyice bakarak 6 kat merdiveni indim, napiyim? Oya'nın gendisi görünmediği gibi, hasır sepetli, kalpli paspaslı tekbi komşumuz da yoğ idi malesef. Delirmiş haldeydim artık.
Bu gız beni nereden arıyo yahu?
**** ****
O sinirle eve geri dönmüşüm, ne yaptığımı da inanın tam anımsayamıyom. Artık, eşimden yardım istemek gereği hissetmiş olmalıyım; ”Yaa yine garip ve tanımlanamayan bişeyler oluyo canım, ben delirip-gudurma aşamasındayım, azıcık kalk da şu ablanı bulalım” falan dedim sanırım.
Herşey mümkün benim yaşamımda, herşey... Öyle ya, bu evde at gibi kişneyen bi kapı var. Kendi kendine renk değiştirebilen bi klozet kapağı var. Durup dururken ortadan kaybolup sonra yeniden fani gözlere görünebilen bi ayna var. Her laftan anlayıp, bi şekilde yanıt veren geveze bi kedi, benle karadeniz türküleri düetleri yapabilen bi guş var. Yaani bi de görünmeyen baldızım olmuş, çok da dert midir?
Sevgili eşim çok panikledi helbet. Gözlerinden ”Ablama nooldu” tedirginliği fışkırıyodu resmen. Derhal telefonuna sarıldı. Ben zaten gendimden geçmişim, tam da anlayamıyom gonuşukları. Onlar; ”Oya, nerdesin, hah tamam orda mısın, şimdi sola dön, yukarı çık, yan apartman mı, ulan ne yanı, imkanı yok, oraya geçiş yok, nasıl geçtin, şimdi aşşaa in, iki kat yürü, neee, bakkala mı girdin, ne bakkalı, apartman içinde bakkal nasıl olur yahu” falan derken, iki bacı bi biçimde buldular birbirlerini.
Oya gardeşim, beti-benzi atmış bi halde girdi içeriye. Beni hiç sormayın,, şaşkınlıktan afallamış vaziyette, kapı çaldığında en son salata yiyodum, dönüşte nedense ilk olarak elimi doğrudan yoğurt kasesine sokmuş'muşum.
Yemek sonrası, her ihtimale karşı kılıç kuşandım ben, üçümüz birlikte apartmanın tüm katlarını dolandık. İp ucu arıyoz harbiden. Baldızım diyo ki; ”Yaa ben asansöre bindim, sizin 6. katta indim, ama buralardan hiç de geçmedim”…
Allah herkese baldan tatlı baldız nasip eder. Benimkisi zehir gibi acı çıktı, neyleyem…
Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.