Hiç bilemedim, gerçekten tıp doktoru muydu?? Türk Sanat Musıkimizdeki yüzlerce şarkının bestekarı, Doktor Selahattin İçli. **** **** Herif hem doktor. Hem besteci. Hem içli de bi. Daha adını duyar duymaz sunucudan ekran başında, efkar kaplardı kalplerimizi. Güfte kime aitti?? Hangi solist okuyacaktı?? Yoktu önemi hiç. Doktordu ve içliydi la adam!! **** **** Boğaz'da doğmuştu muhtemelen. Münir Nurettin'i tanıyodu İhtimal. Feyz almıştı en azından Üstad'dan… Ve büyükşehirde ne aşklar yaşamıştı Allah bilir?? Az mı gıpta ederdik?? **** **** Büyüdük, biz de büyükşehirli olduk bi gün. Sevdalandık.. Kavuştuk.. Kavga ettik.. Bozuştuk.. Zamanı geldi aldattık.. Haliyle aldatıldık.. Aşk özetle bu imiş, başka bişey diğil. Gıptayı boşuna etmiştik. **** **** Sakın ola; -''Yahu ne duyarlı bi insanmış'' demeyin. Gücenirim böyle klişe laflar edene. Üniversite yıllarımda, Bakırköy'deki bi çocuk yuvasında ''Gönüllü'' olarak çalıştımdı bi süre. O yıllar, Timur Selçuk'un gözde öğrencisiydim elhamdülillah. Tamamı çok minik olan kimsesiz veletlere şarkı-türkü öğretiyodum hafta sonları. Derseniz; -''Ahabu yaşa geldin, naaptın ula gaymaam''?? işte, çocuk yuvasında çalıştım, seve-isteye. **** **** Dedim ya, bu veletler kimsesizdi. Anasını-babasını göreni yoğidi aralarında. İlk günler; -''Baba'' diyerek boynuma atılanı çok olduydu. Azıcık ''Adam'' oldumsa, orada oldum ben, bilin. (Sonradan alıştılar, öğrendiler, ''Gürsel Abi'' oluverdimdi, çok şükür) **** **** Hele bi Elif'çik var idi. O yıllar 20'ysem ben, 5 yaşındaydı en fazla. Çok severdi beni eşşek sıpası. Kim bilir nerdedir şimdik?? -''Büyüsem de şu Elif'i evlatlık alsam'' diye az mı dua ederdim? **** **** Geri kafalı yöneticiler taa o zamandan da bulunurmuş demek memlekette. Bi gün beni odasına çağırıp; -''Gürsel Bey, malumunuz, kız öğrenciler de var, siz daha derse gelmeyin'' dediydi mendebur herif. Evet evet, bana dendi bu? Benim gibi birine dendi? Unutamadım hiç bu hakareti. O zamanlar Malkoçoğlu Kara Gürsel diğildim, beyefendiyi camdan aşşaa atamadım, bağrıma taş basıp vedalaştım çocuklarımla. Giderken hepbi ağızdan bana söyledikleri; -''Bilmem şu feleğin bende nesi var'' türküsünü, şimdi büyük kızım Çiğse'yle ben size söylüyom işyerimde. Hayatta hiçbi icraatım temelsiz diğildir. **** **** Biz, hiç büyümeyenler için ''Kayık Tabak'' denen şeyden yemek yemek dünyadaki en önemli iştir. Oyuncak gibi bişidir kayık tabak, misal, yense yense salata yenir. Oysa biz, köfte-patatesi bile kayık tabakta yemeyi sevenlerdeniz. **** **** Batuş da öyleydi… Batuhan… Uzun yıllar sonra Giresun'a döndüğümüzde, çocuk yuvasından evlatlık aldığımız Batuhan… Elif'cikin yerine koydumdu Batuş'u. Ömrümü O'na adamaya hazırdım. Ve nasıl bi benzerlikse, ikiz gibi kızım Çiğse'ye benziyodu aynen Batuş. Çiğse 2 yaşındaydı, Batuhan 4… **** **** Görenler; -''Ula Gürsel doğru söyle.. bunu İstanbul'da peydahladın da sonradan mı getirdin, yuvadan diye bizi mi gandırıyun'' diyodu. Anca bu kadar olurdu benzerlik. Ne diyebilirdim; -''Yahu benim İstanbul'da çocuğum olsa, dünyadaki hangi kuvvet bizi ayırır''?? Diyemezdim bunu... Gülümserdim bitek; -''Saçmalamayın yaa''. **** **** Batuş malesef anne düşmanıydı. Gerçek annesini anımsıyodu ve bırakıp gittiği için çok yıpranmıştı ruhu. Eşime düşman kesildi o nedenle. Neler neler yaptı? Anlatmiyim. Baktık, olacak gibi diğil, destek istedik. Yardıma çağırdığımız uzmanlar; -''Bunu tekrar yuvaya alacağız Gürsel Bey'' dediler. -''Lütfen ben evde yokken alın'' dedim. Görmiyim gittiğini… Yoksa, ne Batuş gider, ne de ben yollarım. **** **** Yatağına kapanıp çok ağladım Batuş'un. Ama şimdi emin ellerde sevgili oğlum, bunu biliyom bak. Görmem yasaksa da, varlığı yeter. **** **** Büyük sanatçı Selçuk Alagöz, ''Malabadi Köprüsü'' adlı eserinin sonlarına doğru, sözler bitip, sırf enstrümanla finale gelindiği bi anda, derinden bi; -''Aaaaaah'' çeker. Anlatiyim; Fatma, şeyh kızıdır. Garibin biri Fatma'ya sevdalanır. Şeyh, izin vermez. İkisini de vurdurur adamlarına, Malabadi Köprüsü'nde. Selçuk Alagöz'ün çektiği ''ah'' işte bu ah'tır. **** **** Seversin, kavuşamazsın aşk olur. Dünyanın bütün gariplerinin aşkı Malabadi Köprüsü'nde biter. Olsun, yine de; Elif'ten, Batuş'tan, Çiğse'den, Yağmur'dan öte aşk yoktur. **** **** ''Evli evine gider, Garip nerde akşamlar'' Bitek, bunu bilemez hiç kimse. Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.