Çok eskilerin Giresun'unda iki tanecik taksi durağı işletmesi var idi hepi topu. Park Taksi ve Yıldız Taksi.
Duraktaki araçlar, günümüzde olduğu üzre estetik yoksunu ''sarı'' şeyler diğil, en kötüsü Şevrole, Kadillak, Mustang falan olan ''marka'' otomobiller idi.
Şehrimizin eski sülaleleri arasındaki gülünç rekabetlere o zamanlarda da sıklıkla rast gelinir; müdavimi olunan plajlar, alışveriş edilen kasaplar, ne bileyim hafta sonları gidilen mesire yerleri vs vs hep bi ''yarış'' tadında yaşanırdı.
Mesela biz Park Taksi'ciydik, asla Yıldız Taksi'ci olmadık hayatta. Bi alışkanlığı değiştirmek ayıp bişiydi çünkü. Bazen öyle bazen böyle olunamazdı. Ve geceleri ev gezmelerinden asla vazgeçilmeyen o güzel yılların baş ''aktörleri''ydi taksiler. Her nedense evin en küçüğü olarak telefon açıp taksiyi ben çağırırdım. 3 yaşımda şu cümleyi kurup, ''Kaya Ekmekçi'nin evine bi taksi rica ediyoruz'' diyebiliyorum diye, herkesçe geleceğin ilk Türk astronotu gözüyle görülüyordum.
Telefon numarası bile hala aklımda durur; 1364.
****
Ben ne diyecektim yahu, aha lafımı da unutturdunuz.
Park Taksi kapanalı en az 35 sene, şehrimizde telefon numaraları 7 haneye yükseleli tahminen 25 yıl olmuştur. Annem dün taksi çağırırken, dili mi sürçtü, aklı eskilere mi gitti bi an bilemem, ''Alo, Park Taksi mi'' dedi telefonda.
İçlerim eridi.
Yine de bi umut annemi asansörle aşağı kadar indirip taksiye yerleştirdim, ardı sıra el sallarken o sevimsiz sarı taksiyi görmezden geldim.
Tabi tabi, gelen aslında bi Şevrole'ydi, Park Taksi'den geliyordu, sürücüsü rahmetli Recai Abi'mizdi. Annesine el sallayan kalın gözlüklü minikse benim küçüklüğümdü.
Siz nereden bileceksiniz.
****
Haldun Taner'den mi okumuştum, yoksa birilerinin O'nunla ilgili bi anısını dinlerken mi aklımda kalmıştır, şimdi tam çıkaramıyorum.
Ama, kesin bi hakikat olarak beynimde duran şudur. Doğduk doğalı;
- ''Hey hey yine de hey hey'' olarak bildiğimiz o meşhur külhanbeyi narasının aslı, ''Hey, hey, heyin heyine de hey'' imiş meğer.
Birincisi ne kadar sıradan. İkincisi ne kadar iddaalı be kardeşim.
Aynı eski ve yeni taksiler gibi.
Anlatabildim di mi? Canınızı severim sizin.
****
N harfi üzerinde inceltme işareti olur bazı yaban dillerinde.
Haldun Taner'den ''ustam'' diye söz eden Ferhan Şensoy, bu harfi ''Yumuşak N'' olarak okuyup gereken espriyi yapmıştı zamanında, demem o diğil.
Eğer yanlış bilmiyorsam, bu harf İspanyol diline aittir ve okunuşu esnasında ağızdan ''ny'' şeklinde bi ses çıkarmayı gerektirir.
Şimdi, gel gelelim, asıl mevzuya; hepimiz biliriz ki bu ''ny'' sesi, bizim Tirebolu ağzının ana sesidir. Örneğin; ''Ne yapıyon'' derken, ''Ne yapıyony'' diye telaffuz eder bizimkiler.
Bu ana veriler ışığında, korkarım, yaşamımın geri kalan gısmısı, ''İspanyollar Tirebolu göçmenidir, öyleyse Katalan milleti de Giresun asıllı mıdır'' sorusuna kanıt aramakla geçecektir.
Hakkınızı helal ediniz, Park Taksi'den yarın gece yarısına doğru bi Kadillak çağırıp yola çıkacak gibiyim.
****
Sevgili dostlarım,
Bi yanıyla Tirebolu kökenli olan annem 85 yaşına bastı dün. O yüzden biraz buğulu gözlerimle-titreyen ellerimle yazıyorum bu hafta, kusurumu bağışlayınız. Baba tarafımdan da bişey anlatıp dengeyi sağliyim bari.
İstiklal Savaşı Gazisi bi aile büyüğümüz vardı, babamın eniştesi falan, öyle biriydi. Öleli çok uzun zaman oldu, nur içinde yatsın diyeyim.
Bu gıymetli eniştemiz, iyice yaşlanıp yataklara düştüğünde pek çok yetisini yitirdiği gibi, halisünasyonlar görmeye de başlamıştı maalesef. Mesela, uykusunun bi yerinde aniden yatağından doğrulup; ''Yunan askerleri geliyu, ne duruyunuz, görmüyu musunuz, tüfeğimi getürün'' falan diye bağırıp-çağırmaya başlıyordu. Henüz ilkokuldaydım, ama iyi anımsıyorum bu manzarayı.
Ne ilginçtir ve hem de nasıl güzel bişidir. Ne dersen de susmayan, ikna olmayan, yatalak olduğunu kabul etmeyen bu güzel insan, ancak ve ancak, ''Tamam, Kemal Paşa yola çıkmış, bizi kurtarmaya geliyormuş'' denildiği zaman rahata erip tekrar uyuyordu.
Ne mutlu ki bazı insanlar Kemal'in Askeri olarak yaşayıp öldüler.
Allah bizlere de nasip etsin.
****
1364'ü çevirip...
Sadece ''Heyin heyine de hey'' desem...
Recai Abi bi Mustang'la gelir de...
Beni o Enişte'nin düşlerine götürür mü?
Mustafa Kemal Paşa gerçekten yola çıkmış mıdır?
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.