1962 yılında, ilimiz Devlet Hastanesi'ninin yetersizliği nedeniyle, deplasmanda, Trabzon'da doğdu. Deplasman sözcüğü tamamen doğrudur; çünkü aynı gün Trabzonspor-Giresunspor maçı için Trabzon'da bulunan taraftarlarımızın tezahüratları hastane bahçesini inletmekteydi. Annesi, Başhemşire Zeliha Sayın, babası Fiskobirlik personeli Mustafa Sayın'dır. Abisi Deniz Sayın'dan sonra Derya Sayın'ın da katılımıyla 4 kişi olan bu güzel aile, Osmaniye Mahallesi'nde, denize bakan, iki katlı evlerinde, güller içinde ikamet ettiler yıllar boyu. Ressamlık ''damarının'' babasından geldiği bilinir. Müziğe de yatkındır ruhu. Gitar ve bağlamayı konuşturduğu, darbukayı ''üstad'' düzeyinde çaldığı anlatılır. Dünya üzerinde; kibrit kutusuyla darbuka çalabilen yegane insandır. **** **** Babaannesinin isteği üzerine saçını uzatır. Zaten ''kız güzeli'' gibidir minik Derya Sayın. Yaşamı boyunca hep uzun saçlı kalacaktır. Hizmetçi lafını kullanmayalım hadi. Evde, yardımcı kadınlarla büyütülür. Nasıl ki, büyüdüğünde ''Derya Kuzusu'' ise, küçükken de anasının kuzusudur. Sözgelimi, çoraplarının bile yerini bilmez, yardımcı abla'sından yardım bekler. Kapı komşuları rahmetli Dr. Hakan Güvenç, Ergün Gülsevin ve diğer arkadaşlarıyla birlikte, bahçeye yaptırılan pota önünde basketbol oynamakla geçer küçüklük yılları. İlk, orta, lise Giresun'da tamamlanır. **** **** Türkiye'de istediği üniversiteye girebilmiş nadir insanlardan biridir. Marmara Ünv. Güzel Sanatlar Fakültesi ''Grafik'' bölümünü kazanır. Okulda, Gırgır Dergisi'nden bazı genç çizerlerle tanışması yaşamına yeni bi yön katacaktır. Kendisini kısa sürede Oğuz Aral'ın karşısında bulur. Oğuz Aral'ın yalnızca çizerlerce değil, biz okurlar tarafından bile bilinen ''Gereksiz taramalardan kaçının'' öğüdüne asla uymaz. Tüm çizimlerinde detayları ilmik ilmik işler. Ressamlık ve karikatüristliği bağdaştırdığı çizimleriyle, Usta'sının gözünde apayrı bir yer edinir. **** **** Yalnız, sevgili annesinin vefatı, İstanbul'da başlayan öğrencilik yaşamı, gurbet gibi etkenler girince, biraz da kendi seçimiyle ''sefalet'' günleri başlar. Aksaray'da, tahta basamakları göçmüş çok eski bir öğrenci evinde ufacık bir oda kiralamıştır örneğin. Fareler dolanmaktadır evde. Farelere önlem niyetine, bir poşet içinde tavana çivilenmiş ekmekler asılıdır odasında. Gırgır, Limon, Leman, Hıbır, Pişmiş Kelle, Expres gibi dergilerde köşe sahibi olur bu sırada. Artık, büyük bi hayran kitlesi vardır Derya Sayın'ın. Ama tavandan sallanan ekmek poşeti, hakkında yazılamayan herşeyin özetidir. **** **** 1988 yazında bi süreliğine Giresun'a döner. Çizimlerini, Ptt yoluyla gönderir İstanbul'daki dergilere. Günün birinde, postanedeki memurun ihmali yüzünden zarfının gönderimi gecikir. Tartışmalar yaşanır. Araya hatırlı kişiler girip, Vali'den randevu alınır. Memur şikayet edilecektir. Son dakikada vazgeçer Derya Sayın. Kimseyi ekmeğinden edemeyecek kadar yufka yüreklidir. Ve, kendisinden saçlarını-sakallarını kesmesi rica edilmiştir, huzur'a çıkmadan önce. Hayatta kimseye kılınmamıştır!!! **** **** 88 sonu gider şehrinden, hep arkasından gelecek olan şehrinden. Gidiş, o gidiş… İstanbul'da, yine sağlıksız evlerde yaşamaktadır. Kalp hastasıdır. Yakınlarına; -''Sağlığımın yarısı gitti zaten. Beni, evimle-barkımla değil, resimlerimle, karikatürlerimle hatırlasınlar'' diyecektir. **** **** Akciğer kanserine yakalanır Derya Sayın, bu yaz başı. İleri derecede hastadır. Doktoru, yüzüne karşı söyler; -''Bikaç ay sonra dayanılmaz ağrıların olacak''… Üzülür, gidici olduğunu anlar. Herşeye rağmen, dostlarıyla yaptığı yazışmalarda umudundan bişey yitirmediği anlaşılır. Ve hepimizle sanal ortamda şakalaştığı bi gecenin sabahında kalp krizinden vefat eder. **** **** Yunus Emre'nin dizeleri şu dünyada en çok Derya Sayın'a yaraşır; -''Bir garip ölmüş diyeler / Üç günden sonra duyalar / Soğuk su ile yuyalar / Böyle garip bencileyin''. Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.