Emeklilik dedikleri, çeşit çeşit memlekette. Benim bildiğim, malulen emeklilik var misal, re'sen emeklilik var. Efendime söyliyim bireysel emekliliği ayrı, yaş haddinden emekliliği ayrı, ne şekil istiyosa artık paşa göynün, hepsi mevcut. Bitek, normal yoldan emekli olunamıyo bi türlü, hayatımızı böyle bi dertle iç içe yaşıyoz hepbir. Öyle; ''Vay efendim ben 25 sene çalıştım, şöyle hizmet ettim, böyle özveri sahibiydim, aha emekli oldum, daha da gatiyyen işe gitmeyecem'' diyebilmek elimizde diğil. Devlet garar veriyo ne vakit emekli olabileceğimize, sürekli değişen yasalar-mevzuatlar yüzünden kimse bilmiyo ne zaman bi köşeciğe çekileceğini. Allah'tan bizim sevgili Osman Abi bu konuların uzmanı olmuş. Herbi şeyi bilebiliyo, bilgisayar ekranına bakıp bakıp. Harbi söylüyom, bi büro açmış sırf bu iş üçün gendine, nazar değmesin içerisi dolup dolup taşıyo hergün. Kimine doğum tarihini sorarak, kiminin sadece baba adını öğrenerek, bazen kişinin işe giriş tarihinden yola çıkarak, kimilerininse yüzüne şöyle bi bakma yöntemiyle hangi sene emekli olabileceğini söyleyebiliyo. Zaman içinde ulu bi bilgeye, hatta kararlı bi büyücüye, giderek hikmetine erişilmez bi kahine dönüşmüş abimiz, ben ne ediyim? **** **** Tamam, sakin olun, anlatıyom. Gittim, gittim, ben de gittim o büroya, gitmedim diğil. Nasıl gitmiyim, herkes benim emekliliğimi gonuşuyo çevremde; ''Yahu sen halaa emekli olmadın mı'', ''Olmuşsundur lan, git de bi sorgulat gendini'', ''Oğlum, biz bildik bileli çalışıyon, bi araştır şu konuyu'' falan derken, girdiler işte ganıma sonunda. Çok şükür, henüz sevgili annemin aklına düşmedi benim emeklilik mevzuum, yoksa çoktan ne laflar ettiydi. Gitmedin de, yapmadın da, etmedin de, ula sen ne cins bi çocuksun da. Samimi gonuşacam, aklımın ucunda-bucağında emekli olmak diye bi kavram bulunmadığı üçün, sanırım biraz da yaşlanmayı beğenmemek duygusuyla olsa gerek, bu konuyu şu yaşıma değin hiç merak etmemişim. Günlerden bi gün, şey yani aslında dün, ehh o zaman mantıken dünlerden bi dün, hadi bi de annannem gibi söyliyim de tam olsun; dünkü gün, Osman Abi'nin işyerinin kapısında bi garip derviş edasıyla belirdim ansızın. Kapıyı tıklatıp; ''Emeklilik günü söyleme işleri anonim şirketi burası mı '' diyerek sululuk bile eyledim içeri girerken. Güya bezgin ruh halimi yumuşatıyom, böyle bi konuyla ilgili bi adım atmış olmak nasıl da yıpratıyo beyin hücrelerimi. Ne siz sorun, ne ben söyliyim hallarımı. **** **** Kapıdan içeri girmiş oldum bi kere, yapacak bişi yok, hamama giren terler imiş. Şimdi yukarda Allah var, azgın bi tellak kadar da sıkı ilgilendi abimiz benle hagigaten. Çayımı-kaavemi söyledi, eskilerden gonuşuk edip, ortak hatıralarımızı şey etti falan. Futbol bile konuştuk. Sonra biraz siyaset, miyaset. Yarım saat gadar falan zaman anca geçmişti, ana mevzuuya giriverdik artık. Ekrandaki bilgilerimi bi rontgen mütehassısı gibi uzun uzun inceledi abimiz, sonra birden ayağa kalkıp; ''Senin günün dolmuş Gürsel'ciğim'' diyiverdi, pencereden dışarı doğru bakarak. Çok korktum ilkin; ''Nasıl yani abi, vadem mi dolmuş, bugün ölecek miymişim, tam zamanında mı gelmişim, eve dönmiyim mi artık, buradan çıkıp direkt şehir mezarlığına mı gideyim'' gibisinden bişiler geveledim. Nooluyoz, daha çok gencim ulan, niye ölüyom? -''Yok be goçum, bilmem gaçbin işgünü çalışmışsın, emeklilik gün sayın tamamlanmış'' dedi cevaben Osman Abim. Helbet sevindim bu kez; -''Eee, ne duruyoz u zaman abi, hemen arayalım il defterdarını da hazır etsin maaşımı, kapıya güvenliğe bıraksın, ben bi ara uğrar, alırım'' diyiverdim, yüzümde bi tebessüm. Sinirlendi sanki Abi'miz konuya ilişkin cehaletime; -''Hayır, daha yaş bekleyecen goçum, günün dolsa da yaşın dolmamış senin'' deyu çıkıştı bana bi nebze. **** **** Gün ne, yaş ne acep? İlk defa duyuyom, ne farkları var? Devletimizin hangi muhterem yetkilisi böyle bi madde sokmuş yasalara? Hangi okulları bitirmiş misal, hangi hususların uzmanı, milletin işine ne garışıyo? Biz, millet olarak, kime vermişiz bu tuhaf yetkiyi, yaşımızı ve günümüzü ayırın diye? Ne zaman vermişiz? -''Keşke yaşgünümde gelseymişim, o zaman mı dolacakmış, anlamadım ki ben bunu'' deyince biraz üzüldü sanki Osman Abi. Şefkat yüklü bi sesle beni de bilgisayar başına çağırarak, o an hiç çözemediğim, şimdiyse tamamen unuttuğum büssürü şeyler anlatıp; -''Bak, gendi gözünle gör, 2015'in mayıs ayında emekli olup, anca o tarihte maaşa bağlanacan gaymaam'' dedi özetle. Bi limonlu soda içip ayrıldım bu, sonradan ''Emeklilik İşleri Genel Holdingi'' adını taktığım bürodan. İndim sahilime. Düşünüyom da bi yandan. Kim bekleyecek 2015'i? Hayır, insan normalde hiç merak etmediği bi şeyi, öğrendiği zaman tedirgin de oluyomuş aksi gibi. Aklımda bööle bi mevhum hiç yoğ iken, gün saymaya mı başlayacam şimdi ben de, gız anam bacım tööbe? Bekleriz. Vatan sağolsun, ne diyim? Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.