1950'li yıllardaki futbolumuz ile şimdilerdeki arasında dağlar kadar farklar oluştu!. O dönemlerdeki futboldan bahsederken, şimdiki ile kıyaslandığında aradaki fark ortaya çıkar. Öncelikle o zamanlar futbolculara maç öncesi ve devre arasında su içmeleri, dalak yapar diye önerilmezdi. Devre arasında oyunculara kalbi güçlendirmek için yarım limon verilirdi. Kramponlar çivili, futbol sahaları da toprak olduğundan, tabanda çiviler çıkıp ayakları vurduğundan, devre arasında malzeme torbasında her zaman maça götürülen örs ve çekiçle ayakkabılar iyice dövülür, kramponun içine boydan boya katlanmış gazete kağıdı konur ve ikinci devreye çıkılırsa da, yine de oyuncuların ayakları çivi yarasından mikrop kapar ve bayağı, hatırı sayılır sıkıntı yaratırdı. Maçlara takımlar 11 oyuncu ile çıkar ve kaleciler de dahil yedek oyuncu diye bir şey olmazdı. Maçta sakatlanan oyuncu çıkarsa takımı 10 kişi maça devam ederdi. Kaleci sakatlanıp çıkarsa, yerine takım içinden bir oyuncu kaleye geçerdi. Takımlar maç öncesi sıraya geçer, rakip yöneticiler ellerinde lisanslar ile takımı tek tek incelerdi. O dönemler, kaleciye geri pası vermek serbestti, kaleciler kornerden veya havadan gelen topu yükselip bloke ederken, “Bıraaak…” diye bağırır ve rakip oyuncular korkudan topa çıkamazlardı. Bu da normal karşılanırdı. Geri pasında uyanık kaleciler, maçta galip durumda iseler, vakit geçirmek için bu durumu çok iyi değerlendirir, rakip oyuncuları, tribündeki taraftarlarını çılgına çevirirlerdi ve kalecilerin bu nedenle yedikleri küfürler gırla giderdi. İstanbul'da Dinyakos kramponlar revaçtaydı, hakiki deri ve köseleden yapılırdı ama o da çiviliydi ve Lefter, Can, Metin gibi oyuncular özel yaptırıp giyerlerdi o ayakkabıları, çünkü pahalı olurdu. O dönemde WM İngiliz sistemi ile takımlar oynardı ve o futbol göze hoş gelirdi. Şimdilerde çim sahalarda, çivisiz Adidas ayakkabılar ile oynanan futbolumuz maalesef haklı olarak geçmişteki futbolu bilenler tarafından beğenilmiyor. Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.