Bir çiçek çiziyorum kâğıda ve adını güzel günler koyuyorum. Sonra da içinde umudun olduğu bir dilek tutuyorum hepimizin adına.
Çiçeğimi toprağına, umudumu gökyüzünde özgürce salınan uçurtmama emanet ediyorum.
Şimdilerde mutluluğun resmini maskeler gölgeliyor! Güneş tenha meydanları, boş sokakları, öksüz çocuk parklarını ürkek ışınlarıyla avutmaya çabalıyor! Yağmurlar üzgün üzgün yağıyor, bulutlar keder yüklü dolaşıyor nicedir!
Buruk bir şekilde gelmekte olan baharı müjdeliyor birer birer düşen cemreler ve beyazlara bürünen erik ağaçları!
Hayatın da kendince bir ritmi, kendince bir işleyişi vardır. Nasıl ki gürül gürül akan bir nehrin önüne bir anda set çekilemiyorsa; hızlı bir tempoda yaşanan hayatı da bir anda yavaşlatabilmek pek kolay olamıyor!
Ama aklın yolu birdi. İşin şakası yoktu her ne kadar ziyadesiyle nüktedan bir toplum olsak da! Mizah elbette ki belli bir doza kadar ruhun gıdasıydı ama mizah yapalım derken kara mizaha malzeme olmamak da bizlerin elindeydi!
Görünmez bir el gururun ve kibrin kalelerini birer birer yıkarken ve zaman denilen sarkaç yaşamla ölüm arasında böylesine keskin sallanırken insanlık, karşı karşıya kaldığı bu büyük imtihandan alnının akıyla çıkabilmek adına bildiği tüm ezberleri gözden geçirmekle meşgul! Bütün renkleri solduran ölüm bu defa ne renk ne inanç ne kadın ne erkek ne zengin ne fakir gözetmeksizin dolaştırıyor koyu gölgesini üzerimizde.
Ara not: Ben de her defasında duygusal bir tonda başlayan ama her nasıl oluyorsa bir şekilde duygusallığını yitirip realitenin cenderesinde soğuk, katı, nesnel ve bir o kadar da sertleşen bir üsluba dönüşen formattan haz almasam da yazının başındaki çiçeğin kokusundan ziyade yazının sonunda dikenin elimi yahut gönlümü kanatmasına engel olamıyorum bir süredir.
Ben de istiyorum kırmızı başlıklı kız sağ salim evine dönebilsin ama hayatın gerçekleriyle hayalin vaat ettikleri çoğu zaman örtüşmüyor. Diyeceksiniz ki-tamamen haklı olarak- kalem senin elinde değil mi? Şairce söylemek gerekirse; 'Yar deyince kalem elden düşüyor/ Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor'
Neyse efendim nerede kalmıştık?
Kendi konforumuz kendi rutinlerimiz yahut nefsi isteklerimiz için başkalarının yaşam haklarını hiçe saymak ne…ne bağlaçlarının arasına koyabileceğimiz hiçbir kelimeyle ya da cümleyle açıklanamaz.
Ne zaman bu kadar bencil ne zaman bu kadar vurdumduymaz ne zaman bu denli aymaz bir toplum olduk? Hani nerede sevgi, hani nerede saygı, hani nerede duyarlılık, hani nerede fedakârlık, hani nerede diğerkamlık…?
Pratiğe dönüşmeyen teoriden kime ne fayda? Duvarlarda, defter sayfalarında, kitap aralarında, Cuma hutbelerinde kalan değerler silsilesini ne yapalım? Birlikte atmayan kalplerimizi, birlikte çarpmayan yüreklerimizi, gönülden gönüle kurulamayan köprülerimizi, bencillik ve yalnızlık üzerine kurduğumuz enaniyetlerimizi, her şeyi yalnız biz biliriz edasındaki egolarımızı onarmadıkça ancak temiz ellerimizle bencilliğimize tuğla üstüne tuğla koymaya devam ederiz.
Nicedir adı olan ama ruhu ortalıkta pek gözükmeyen insanlık için yaşananlar yepyeni başlangıçlar, taptaze ümitler sunmuyor da değil!
#Evdekalmak için dönebileceği, sığınabileceği bir evinin olduğunu hatırlamalı insanın her şeyden önce. Eve dönmek nicedir kendinden kaçan insanın kolay kolay başarabileceği bir şey mi orası muamma?
Daha da önemlisi hangi eve dönecektir insan? Nasıl bir evden çıkmıştır yola ve nasıl bir ev beklemektedir şimdi onu?
İşte her şeyle ve herkesle-özellikle de- kendimizle barışmak, tanışmak ve kaynaşmak için kocaman bir fırsat karşımızda bizi bekliyor; gönül arzular ki bu ertelenmiş, ötelenmiş ve hayli gecikmiş buluşmaya metazori yoluyla değil de bile isteye gönüllü olmak…
* Gabrıel Garcia Marquez'in bir romanı.
** Bu yazı, bütün sağlık çalışanlarına ama bilhassa #Gfl'den mezun olmuş ve şimdi ülkenin dört bir yanında fedakârca çalışan sağlık parantezindeki tüm çalışanlarımıza ithaf olunmuştur.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.