Çeyrek asır olmuş. Ankara'da il müdürlüğü yaparken yaz tatili için memleketime gelmiştim. Mahalle ve okul arkadaşım Faruk Güngör ile berber dükkanında oturuyorduk. Bir süre sonra şimdi yaşı 45-50 arasında olan gençler sohbetimize katıldı. Söyleşinin içinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İl Müdürü olarak görev yaptığımı öğrenen gençler, işsizlikten yakınarak yapılabilecek işleri sordular. Bende çok küçük bir sermaye ile yapılacak bir yatırımla sirke üretimi ve pazarlaması yapılabileceğini anlattım. İlimizde endüstriyel tarımı yapılmamakla beraber çok sayıda elma ağacı ve üzüm asmasının bulunduğunu, bunlar değişik yöntemlerle toplanarak sirke üretimi yapılabileceğini anlattım. Söyleşi devam ederken gençlerden biri, ne kadar kazanılabileceğini sorunca başlangıçta belki para kazanamayacağını, pazarlama becerisine bağlı olarak geçimini sağlayacak bir para kazanmasının mümkün olduğunu açıkladım. Pazarlama becerisi ve olanakları arttıkça Bulancak dışındaki il ve ilçelere satış yaptıkça para kazanabileceğini söyledim. Bunun üzerine çok kolay ve çok para kazanıla-bilecek bir iş istediğini belirtince kolayca çok para kazanılabilecek bir işi bilsem kendimin yapacağını, çok para kazanmanın boş bir kavram olduğunu, her bir işin gelişme sürecine bağlı olduğunu, emek verilirse her işin kazançlı olabileceğini söyledim. Bu söy-lemden sonra söyleşinin gençlerle olan bölümünün bittiğini çok iyi anımsıyo-rum.
***
Birkaç gün önce Bulancak'ta alışverişe gittim. Bir litre elma sirkesini 11,25 Liraya satın aldım. Markette çok sayıda marka vardı. Özel tercihim nedeniyle kooperatif ürünü sirkeyi aldım ama raflarda marka ve ürün çeşitliliği yönünden zenginlik vardı. En yakını, 600-800 Km. uzaklıktan gelmişti. İzmir, Manisa, Gaziantep, Ankara ve Eskişehir başta olmak üzere değişik kentlerdeki üretim tesislerinden gelen sirkeyi, 25 sene sonra bugün de satın almaya devam ediyoruz!
Elimde herhangi bir veri yok. Bulancak'ta bulunan marketler ve gıda toptancılarıyla görüşülerek satın almalara bağlı bir tüketim miktarı öngörülebilir. Ancak, marketlerin bir bilgi vermeyeceği düşünüldüğünde nüfusa göre bir yorumlama yapılabilir. Yaz aylarında nüfusun ve tüketiminin artacağı da varsayılarak aylık 3000 litreden az olamayacağını düşünmekteyim. Yalnızca sirkeye ödenen paralar nedeniyle çok ciddi tutarda bir meblağın ilçe dışına çıktığı kesindir.
Ancak, sorun, bununla bitmiyor. Ödediğimiz paranın içinde çok büyük oranda ve miktarda petrol payı var. 600-1500 Km. arasındaki mesafeden gelen ürünlerin nakliyesi nedeniyle hem birey olarak paramız, hem de ülkenin kaynakları yurt dışına aktarılmaktadır. Bu aktarmayı engellemek ve ortadan kaldırmak hepimize düşen bir görev ve sorumluluktur.
***
Yine, üretici, esnaf ve tüketici işbirliğine gereksinim olduğunu gösteren bir konuya değinmiş olduk. Temizlik ve üretim yöntemleri üzerine verilecek bir eğitimden sonra her bir köyde bir veya birkaç aile, sirke üretimi yapabilir. Üretilen sirkeler, üzüm ve elma çeşidine göre aroma farkı ile pazara sunulabilir. Örneğin kokulu üzüm, ekşi üzüm sirkesi, Piraziz elması, ekşi elma, köpük elması sirkesi gibi. Farklı meyvelerin sirkesi de yapılabilir.
Küçük ölçekli ve butik üretimler için tank ve benzeri alet ve edevatlar, yerel yönetimler başta olmak üzere kamu yönetimi ve destekleme kurumları tarafından bağışlanabilir veya ürün satışına bağlı olarak peyderpey bedelinin ödenmesi sağlanabilir. Bir üretim ve pazarlama kooperatifi aracılığı ile satışı ve pazarlaması yapılabilir. Kooperatif pazarlama yanında tasarım ve aroma yaratma çalışmalarını de merkezi bir biçimde yapabilir. Sorun üretimin yapılması ile bitmiyor. Esnafın bu ürünleri, raflarına koyması ve uzaktan gelenleri satmaması ile tüketicilerin de yerli ürünleri satın almasından geçmektedir. Yerel ve butik üretimle sirke satımını gerçekleştiren üreticisine 600-1500 Km. uzaktan gelen sirkenin satış fiyatının içindeki nakliye maliyetinden kaynaklanan pay kadar kazanç bıraksa yeter.
Doğal olarak üretmek ve esnafın rafına koyması ile sorun bitmez. Sözü edilen üretim ve pazarlama kooperatifine esnaf ve sanatkâr odalarının, birliklerinin ve ticaret odasının ortak olması gereklidir. Üretici, esnaf ve tüketici işbirliğinin bir örneği olarak herkesin sahip çıkması gerekir. Üretilen sirkeyi almayı ve kullanmayı yeğleyecek bilinçli belde halkına da ihtiyaç vardır. Komşusunun gelirinin artmasını isteyen, üretimin sağladığı katma değerin beldesinde kalmasının kendi gelirine de olumlu yansıyacağını bilen insanlara, vatandaşlara ve tüketicilere de çok büyük bir ihtiyaç vardır.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Yeşilgiresun Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeşilgiresun Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Yeşilgiresun Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Yeşilgiresun Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.